Bitcoin’in dört yıllık döngüsü daha önce basit bir kurallar seti sunuyordu: ödül yarılanması kıtlığı getirir ve kıtlık daha yüksek fiyat anlamına gelir. Ancak bu hafta Bitcoin fiyatı 100 bin doların üzerinde dalgalanırken, Ekim ayındaki 126.000 doların üzerindeki zirveden yaklaşık %20 düşüş yaşadı; bu eski söylemin artık geçerliliği kalmadı. Market yapıcı Wintermute, daha önce kamuya açık olmayan bir görüşü dile getirdi: Bitcoin’in yarılanma sonrası dört yıllık döngüsü artık geçerli değil.
Bitcoin Yarılanma Teorisinin Altın On Yılı ve Çöküşü
Bitcoin yarılanmasının mantığı bir zamanlar basit ve zarifti. Bu model on yılı aşkın süredir devam etti: her dört yılda bir, ağ madencilere verilen ödülü yarıya indirir, arzı sıkıştırır ve ardından spekülatif bir rüzgar estirerek fiyatların tarihi zirvelere ulaşmasını sağlar. 2012’de ilk yarılanmadan sonra Bitcoin yaklaşık 12 dolardan 1000 dolara yükseldi. 2016’da yarılanmadan sonra fiyat 650 dolardan 20.000 dolara çıktı. 2020’de ise Bitcoin 69.000 dolar sınırını aştı.
Bu düzenlilik, Bitcoin yarılanmasını kripto para yatırımcıları için en önemli takvim olayı haline getirdi. Sayısız analist, trader ve kurum, yarılanma takvimine göre yatırım stratejileri geliştirdi. Ancak, 2024 Nisanındaki dördüncü yarılanma, bu büyüyü bozdu gibi görünüyor. Nisan ayından beri, her blokta Bitcoin arzı sabit kalıyor: yaklaşık 3.125 Bitcoin, günlük yaklaşık 450 yeni Bitcoin. Bu fiyat seviyeleriyle, günlük yaklaşık 45 milyon dolar değerinde yeni arz söz konusu.
Bu, günlük arz açısından büyük gibi görünebilir, ancak ETF ve diğer finansal ürünler aracılığıyla kurumsal sermaye akışlarıyla kıyaslandığında önemsiz kalıyor. Sadece birkaç ETF, bir günde 1.2 milyar dolar değerinde Bitcoin’i emebilir; bu, günlük yeni arzın yaklaşık 25 katı. Hatta haftalık net girişler, genellikle haftalık toplam yeni arzı aşar. Bu büyüklükteki fark, arz-talep dengesini köklü biçimde değiştiriyor.
Bitcoin yarılanması tamamen anlamını yitirmedi; hâlâ madencilerin ekonomik durumunu etkiliyor. Yarılanma, madencilerin gelirini yarıya indirerek, verimsiz madencilerin piyasadan çekilmesine neden oluyor ve ağın güvenlik seviyesini artırıyor. Ancak, piyasa fiyatlaması açısından durum önemli ölçüde değişti. Artık yeni Bitcoin arzı değil, piyasaya akış yapan fonların miktarı belirleyici oluyor.
ETF Sermaye Akışları ve Fiyat Hareketleri Arasındaki Mükemmel Korelasyon
(Kaynak: Wintermute)
Bitcoin’in son zamanlardaki yükseliş ve düşüşleri, bir göstergede mükemmel uyum sağladı: ETF sermaye akışları. 4 Ekim haftasında, küresel kripto ETF’lerine toplam 5.95 milyar dolar fon girdi; bu, tarihi bir rekor. ABD ETF’leri büyük çoğunluğu oluşturuyor. Sadece iki gün sonra, günlük net giriş 1.2 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekor kırdı. Bu sermaye akışları, Bitcoin’in yaklaşık 126.000 dolar seviyesine ulaşmasıyla neredeyse mükemmel uyum gösterdi.
Ancak, ayın ilerleyen günlerinde sermaye girişleri yavaşladı ve piyasa geri çekildi. Kasım başında, ETF verilerindeki belirsizlik ve sermaye çıkışlarıyla birlikte Bitcoin fiyatı 100.000 dolar civarına geriledi. Bu benzerlik şaşırtıcı, ama tesadüf değil. Yıllardır, Bitcoin yarılanması, arz-talep mekanizmasını anlamada en net model oldu. Günümüzde ise ETF sermaye akışları, fiyat hareketlerinin en önemli açıklayıcı faktörü haline geldi.
Kaiko Research’in Ekim raporu, bu değişimi anlık kaydetti. Ay ortasında, ani bir kaldıraçlı pozisyonların tasfiyesi, toplam piyasa değerinde 500 milyar doların üzerinde kayba yol açtı. Sebep, emir defterinin derinliğinin ani azalması ve açık pozisyonların düşük seviyelere inmesi. Bu olaylar, arz sıkışması değil, likidite şokunu gösteriyor. Bitcoin fiyatlarındaki düşüş, madencilerin satışından değil, alıcıların kaybı, türev ürünlerin tasfiyesi ve emir defterinin zayıflamasıyla büyüyen satışların etkisiyle gerçekleşti.
Şu anda, fiyat artışları genellikle ABD işlem saatlerinde başlıyor; ETF işlemleri en aktif olduğu zamanlar. Kaiko’nun ürünleri, bu yapısal modeli sürekli izliyor. Avrupa ve Asya likiditesi önemli olsa da, artık bu bölgeler, ABD işlem saatlerini bağlayan köprüler konumunda. Bu coğrafi yoğunlaşma, Bitcoin fiyat belirleme gücünün artık büyük ölçüde ABD kurumsal yatırımcıların elinde olduğunu gösteriyor.
Stablecoin ve Kaldıraç Yapısının Piyasa Gücünü Yeniden Şekillendirmesi
Stablecoin’ler, bu yeni likidite ekonomisine ek bir güvence katıyor. Farklı kaynaklara göre, ABD dolarına bağlı stablecoin’lerin toplam arzı şu anda 280-308 milyar dolar arasında seyrediyor; bu, aslında kripto piyasasının temel para birimi haline geldi. Tarihsel olarak, stablecoin’lerin dolaşım hacmindeki artış, fiyatların yükselişiyle yakından ilişkili. Aynı zamanda, kaldıraçlı pozisyonlar için yeni teminat sağlıyor ve trader’lara anlık likidite sunuyor.
Yarılanma arz sınırını getirirken, stablecoin’ler talep kapısını açıyor. Stablecoin arzındaki her genişleme, piyasaya yeni alım gücü getiriyor; daralma ise fon çıkışını ve potansiyel fiyat baskılarını gösteriyor. Bu dinamik, stablecoin arzındaki değişiklikleri izlemeyi, piyasa yönünü anlamada kritik hale getiriyor; bu göstergenin önemi, artık Bitcoin yarılanmasından daha büyük olabilir.
Bu dönüşüm, piyasa volatilitesinde de değişikliklere neden oluyor. Önceki yarılanma dönemlerinde, yükselişler genellikle uzun ve yavaş birikim aşamasıyla olurdu; küçük yatırımcıların coşkusu, azalan arzla birleşirdi. Günümüzde ise, fiyatlar bir günde birkaç bin dolar dalgalanabilir; bu, ETF sermaye akışlarının yönüne bağlı. Likidite, büyük ölçüde kurumsal yatırımcılardan gelir, ama değişken; bu da, geleneksel dört yıllık döngü yerine, kısa vadeli likidite döngülerine dayalı piyasa hareketlerine yol açıyor.
Yeni Piyasa Yapısının Üç Temel Özelliği
Coğrafi Yoğunlaşma: ABD işlem saatleri fiyat keşfini yönlendiriyor, Avrupa-Asya ise köprü görevi görüyor
Kurumsal Dominans: ETF’lerin günlük emilim kapasitesi, madencilerin günlük üretiminden 25 kat fazla; bireysel etkisi az
Volatilitenin Artması: Kaldıraç ve likidite eksikliği, fiyat hareketlerini daha şiddetli ve öngörülemez hale getiriyor
CoinGlass’in vadeli işlem fonlama ve açık pozisyon verileri, kaldıraç kullanımının önemli bir volatilite kaynağı olduğunu gösteriyor. Uzun süre yüksek fonlama oranları, trader’ların uzun pozisyon tutmak için yüksek maliyetler ödediğini gösteriyor. Fonlama maliyetleri yükseldiğinde ve ETF’ler geri çekildiğinde, piyasa oldukça kırılgan hale geliyor. Ekim’deki düşüş, yüksek fonlama maliyetleri ve ETF’lerin geri çekilmesiyle ortaya çıktı; bu da likidite eksikliğinin ne kadar kırılgan olabileceğini gösteriyor.
Gelecek Perspektifi: Likidite Döngüsü ve Fiyat Aralıkları
Önümüzdeki aylarda, Bitcoin’in hareketi, likidite faktörlerine bağlı olacak. Temel varsayım, ETF’lere giriş devam ederken ve stablecoin arzı yavaş büyürken, fiyatların 95.000 ile 130.000 dolar arasında dalgalanacağı yönünde. Eğer daha iyimser bir senaryo gerçekleşirse, örneğin ETF’ler tekrar büyük sermaye akışları yaparsa veya düzenleyici kurumlar yeni listelemeleri onaylarsa, fiyat 140.000 dolar ve üzerine çıkabilir.
Öte yandan, likidite açığı oluşursa; ETF’lerde günlerce sermaye çıkışı ve stablecoin arzında azalma yaşanırsa, kaldıraç yeniden ayarlandığında Bitcoin 90.000 dolar seviyelerine gerileyebilir. Bu sonuçlar, madencilerin arz ettiği Bitcoin miktarına veya yarılanma tarihine bağlı değil; daha çok, sermayenin arz ve talep kanalına giriş ve çıkış hızına bağlı.
Bitcoin, artık likiditeye duyarlı bir varlık haline geldi. Bu durum, bazılarınca yarılanmayı evrensel bir olay, zenginliğe giden zaman sayacı olarak görenlerin hayal kırıklığına uğramasına neden olabilir. Ancak, kurumsal sahiplik, ETF’lere entegre edilme ve stablecoin’lerle işlem görme gibi gelişmeler, Bitcoin’in olgunlaşmasının işareti. Dolayısıyla, Bitcoin yarılanma döngüsü ortadan kalkmadı; sadece daha düşük seviyeye indirildi.
Blok ödülleri hâlâ her dört yılda bir yarıya iniyor; bazı trader’lar bunu referans almaya devam ediyor. Ama gerçek yön artık değişti. Eğer geçmiş on yıl, yatırımcılara yarılanma saatine odaklanmayı öğretmişse, önümüzdeki on yıl, sermaye akışlarını takip etmeyi öğretecek. Bitcoin’in yeni takvimi artık dört yıl değil; milyarlarca dolar ETF, stablecoin giriş ve çıkışları, ve piyasa likiditesi arayışındaki sermaye hareketleriyle ölçülüyor. Madenciler zaman kaydını tutmaya devam ederken, zamanın akışı artık sermayenin kontrolünde.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Bitcoin yarılanma döngüsü sona erdi! Wintermute: Likidite, kıtlık yerine piyasayı yönlendirmeye devam ediyor
Bitcoin’in dört yıllık döngüsü daha önce basit bir kurallar seti sunuyordu: ödül yarılanması kıtlığı getirir ve kıtlık daha yüksek fiyat anlamına gelir. Ancak bu hafta Bitcoin fiyatı 100 bin doların üzerinde dalgalanırken, Ekim ayındaki 126.000 doların üzerindeki zirveden yaklaşık %20 düşüş yaşadı; bu eski söylemin artık geçerliliği kalmadı. Market yapıcı Wintermute, daha önce kamuya açık olmayan bir görüşü dile getirdi: Bitcoin’in yarılanma sonrası dört yıllık döngüsü artık geçerli değil.
Bitcoin Yarılanma Teorisinin Altın On Yılı ve Çöküşü
Bitcoin yarılanmasının mantığı bir zamanlar basit ve zarifti. Bu model on yılı aşkın süredir devam etti: her dört yılda bir, ağ madencilere verilen ödülü yarıya indirir, arzı sıkıştırır ve ardından spekülatif bir rüzgar estirerek fiyatların tarihi zirvelere ulaşmasını sağlar. 2012’de ilk yarılanmadan sonra Bitcoin yaklaşık 12 dolardan 1000 dolara yükseldi. 2016’da yarılanmadan sonra fiyat 650 dolardan 20.000 dolara çıktı. 2020’de ise Bitcoin 69.000 dolar sınırını aştı.
Bu düzenlilik, Bitcoin yarılanmasını kripto para yatırımcıları için en önemli takvim olayı haline getirdi. Sayısız analist, trader ve kurum, yarılanma takvimine göre yatırım stratejileri geliştirdi. Ancak, 2024 Nisanındaki dördüncü yarılanma, bu büyüyü bozdu gibi görünüyor. Nisan ayından beri, her blokta Bitcoin arzı sabit kalıyor: yaklaşık 3.125 Bitcoin, günlük yaklaşık 450 yeni Bitcoin. Bu fiyat seviyeleriyle, günlük yaklaşık 45 milyon dolar değerinde yeni arz söz konusu.
Bu, günlük arz açısından büyük gibi görünebilir, ancak ETF ve diğer finansal ürünler aracılığıyla kurumsal sermaye akışlarıyla kıyaslandığında önemsiz kalıyor. Sadece birkaç ETF, bir günde 1.2 milyar dolar değerinde Bitcoin’i emebilir; bu, günlük yeni arzın yaklaşık 25 katı. Hatta haftalık net girişler, genellikle haftalık toplam yeni arzı aşar. Bu büyüklükteki fark, arz-talep dengesini köklü biçimde değiştiriyor.
Bitcoin yarılanması tamamen anlamını yitirmedi; hâlâ madencilerin ekonomik durumunu etkiliyor. Yarılanma, madencilerin gelirini yarıya indirerek, verimsiz madencilerin piyasadan çekilmesine neden oluyor ve ağın güvenlik seviyesini artırıyor. Ancak, piyasa fiyatlaması açısından durum önemli ölçüde değişti. Artık yeni Bitcoin arzı değil, piyasaya akış yapan fonların miktarı belirleyici oluyor.
ETF Sermaye Akışları ve Fiyat Hareketleri Arasındaki Mükemmel Korelasyon
(Kaynak: Wintermute)
Bitcoin’in son zamanlardaki yükseliş ve düşüşleri, bir göstergede mükemmel uyum sağladı: ETF sermaye akışları. 4 Ekim haftasında, küresel kripto ETF’lerine toplam 5.95 milyar dolar fon girdi; bu, tarihi bir rekor. ABD ETF’leri büyük çoğunluğu oluşturuyor. Sadece iki gün sonra, günlük net giriş 1.2 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekor kırdı. Bu sermaye akışları, Bitcoin’in yaklaşık 126.000 dolar seviyesine ulaşmasıyla neredeyse mükemmel uyum gösterdi.
Ancak, ayın ilerleyen günlerinde sermaye girişleri yavaşladı ve piyasa geri çekildi. Kasım başında, ETF verilerindeki belirsizlik ve sermaye çıkışlarıyla birlikte Bitcoin fiyatı 100.000 dolar civarına geriledi. Bu benzerlik şaşırtıcı, ama tesadüf değil. Yıllardır, Bitcoin yarılanması, arz-talep mekanizmasını anlamada en net model oldu. Günümüzde ise ETF sermaye akışları, fiyat hareketlerinin en önemli açıklayıcı faktörü haline geldi.
Kaiko Research’in Ekim raporu, bu değişimi anlık kaydetti. Ay ortasında, ani bir kaldıraçlı pozisyonların tasfiyesi, toplam piyasa değerinde 500 milyar doların üzerinde kayba yol açtı. Sebep, emir defterinin derinliğinin ani azalması ve açık pozisyonların düşük seviyelere inmesi. Bu olaylar, arz sıkışması değil, likidite şokunu gösteriyor. Bitcoin fiyatlarındaki düşüş, madencilerin satışından değil, alıcıların kaybı, türev ürünlerin tasfiyesi ve emir defterinin zayıflamasıyla büyüyen satışların etkisiyle gerçekleşti.
Şu anda, fiyat artışları genellikle ABD işlem saatlerinde başlıyor; ETF işlemleri en aktif olduğu zamanlar. Kaiko’nun ürünleri, bu yapısal modeli sürekli izliyor. Avrupa ve Asya likiditesi önemli olsa da, artık bu bölgeler, ABD işlem saatlerini bağlayan köprüler konumunda. Bu coğrafi yoğunlaşma, Bitcoin fiyat belirleme gücünün artık büyük ölçüde ABD kurumsal yatırımcıların elinde olduğunu gösteriyor.
Stablecoin ve Kaldıraç Yapısının Piyasa Gücünü Yeniden Şekillendirmesi
Stablecoin’ler, bu yeni likidite ekonomisine ek bir güvence katıyor. Farklı kaynaklara göre, ABD dolarına bağlı stablecoin’lerin toplam arzı şu anda 280-308 milyar dolar arasında seyrediyor; bu, aslında kripto piyasasının temel para birimi haline geldi. Tarihsel olarak, stablecoin’lerin dolaşım hacmindeki artış, fiyatların yükselişiyle yakından ilişkili. Aynı zamanda, kaldıraçlı pozisyonlar için yeni teminat sağlıyor ve trader’lara anlık likidite sunuyor.
Yarılanma arz sınırını getirirken, stablecoin’ler talep kapısını açıyor. Stablecoin arzındaki her genişleme, piyasaya yeni alım gücü getiriyor; daralma ise fon çıkışını ve potansiyel fiyat baskılarını gösteriyor. Bu dinamik, stablecoin arzındaki değişiklikleri izlemeyi, piyasa yönünü anlamada kritik hale getiriyor; bu göstergenin önemi, artık Bitcoin yarılanmasından daha büyük olabilir.
Bu dönüşüm, piyasa volatilitesinde de değişikliklere neden oluyor. Önceki yarılanma dönemlerinde, yükselişler genellikle uzun ve yavaş birikim aşamasıyla olurdu; küçük yatırımcıların coşkusu, azalan arzla birleşirdi. Günümüzde ise, fiyatlar bir günde birkaç bin dolar dalgalanabilir; bu, ETF sermaye akışlarının yönüne bağlı. Likidite, büyük ölçüde kurumsal yatırımcılardan gelir, ama değişken; bu da, geleneksel dört yıllık döngü yerine, kısa vadeli likidite döngülerine dayalı piyasa hareketlerine yol açıyor.
Yeni Piyasa Yapısının Üç Temel Özelliği
Coğrafi Yoğunlaşma: ABD işlem saatleri fiyat keşfini yönlendiriyor, Avrupa-Asya ise köprü görevi görüyor
Kurumsal Dominans: ETF’lerin günlük emilim kapasitesi, madencilerin günlük üretiminden 25 kat fazla; bireysel etkisi az
Volatilitenin Artması: Kaldıraç ve likidite eksikliği, fiyat hareketlerini daha şiddetli ve öngörülemez hale getiriyor
CoinGlass’in vadeli işlem fonlama ve açık pozisyon verileri, kaldıraç kullanımının önemli bir volatilite kaynağı olduğunu gösteriyor. Uzun süre yüksek fonlama oranları, trader’ların uzun pozisyon tutmak için yüksek maliyetler ödediğini gösteriyor. Fonlama maliyetleri yükseldiğinde ve ETF’ler geri çekildiğinde, piyasa oldukça kırılgan hale geliyor. Ekim’deki düşüş, yüksek fonlama maliyetleri ve ETF’lerin geri çekilmesiyle ortaya çıktı; bu da likidite eksikliğinin ne kadar kırılgan olabileceğini gösteriyor.
Gelecek Perspektifi: Likidite Döngüsü ve Fiyat Aralıkları
Önümüzdeki aylarda, Bitcoin’in hareketi, likidite faktörlerine bağlı olacak. Temel varsayım, ETF’lere giriş devam ederken ve stablecoin arzı yavaş büyürken, fiyatların 95.000 ile 130.000 dolar arasında dalgalanacağı yönünde. Eğer daha iyimser bir senaryo gerçekleşirse, örneğin ETF’ler tekrar büyük sermaye akışları yaparsa veya düzenleyici kurumlar yeni listelemeleri onaylarsa, fiyat 140.000 dolar ve üzerine çıkabilir.
Öte yandan, likidite açığı oluşursa; ETF’lerde günlerce sermaye çıkışı ve stablecoin arzında azalma yaşanırsa, kaldıraç yeniden ayarlandığında Bitcoin 90.000 dolar seviyelerine gerileyebilir. Bu sonuçlar, madencilerin arz ettiği Bitcoin miktarına veya yarılanma tarihine bağlı değil; daha çok, sermayenin arz ve talep kanalına giriş ve çıkış hızına bağlı.
Bitcoin, artık likiditeye duyarlı bir varlık haline geldi. Bu durum, bazılarınca yarılanmayı evrensel bir olay, zenginliğe giden zaman sayacı olarak görenlerin hayal kırıklığına uğramasına neden olabilir. Ancak, kurumsal sahiplik, ETF’lere entegre edilme ve stablecoin’lerle işlem görme gibi gelişmeler, Bitcoin’in olgunlaşmasının işareti. Dolayısıyla, Bitcoin yarılanma döngüsü ortadan kalkmadı; sadece daha düşük seviyeye indirildi.
Blok ödülleri hâlâ her dört yılda bir yarıya iniyor; bazı trader’lar bunu referans almaya devam ediyor. Ama gerçek yön artık değişti. Eğer geçmiş on yıl, yatırımcılara yarılanma saatine odaklanmayı öğretmişse, önümüzdeki on yıl, sermaye akışlarını takip etmeyi öğretecek. Bitcoin’in yeni takvimi artık dört yıl değil; milyarlarca dolar ETF, stablecoin giriş ve çıkışları, ve piyasa likiditesi arayışındaki sermaye hareketleriyle ölçülüyor. Madenciler zaman kaydını tutmaya devam ederken, zamanın akışı artık sermayenin kontrolünde.