2009 yılında ortaya çıkan Bitcoin (BTC) fiyat hareketleri uzun süre “dört yıllık yarılanma döngüsü” tarafından yönlendirilmiştir. Ancak, makro likiditenin piyasa ana değişkeni haline gelmesiyle bu eski mantık yeniden gözden geçirilmektedir. 2025 yılında Bitcoin, 120.000 doların üzerinde tarihi zirvesini aşarak dalgalı bir düzeltmeye girdiğinde, yatırımcılar şu soruyu sormaya başladı: Dört yıllık döngü artık geçerliliğini mi yitiriyor? Bu makalede, küresel likidite, ETF fon akışları, zincir üstü davranışlar ve piyasa yapısı olmak üzere dört boyutta, Bitcoin’in “likidite çağ”ına girişinin yeni mantığını ve bunun uzun vadeli yatırımcılar için anlamını inceleyeceğiz.
1. Yarılanma Döngüsünün Geleneksel Mantığı
Uzun süredir Bitcoin’in fiyat ritmi, yaklaşık dört yıllık yarılanma döngüsüne göre şekillenmiştir. Her 210.000 blokta bir, blok ödülü yarıya iner ve piyasa arzı yavaşlar; bu da arz-talep dengesizliği ve fiyat artışını tetikler.
Geçmişteki üç yarılanma (2012, 2016, 2020) bu kuralları doğrulamıştır:
2012: BTC 12 dolardan 1.000 dolara yükselerek %8.000’den fazla artış gösterdi.
2016: BTC 650 dolardan 20.000 dolara çıkarak ilk küresel balonunu yaşadı.
2020: BTC 9.000 dolardan 69.000 dolara yükselerek kurumsal katılım ve enflasyon beklentileriyle desteklendi.
Bu model, “kripto dünyasının doğal kanunu” olarak görülüyordu.
Ancak, 2025’e girerken ETF’ler, makro politikalar ve likidite değişimleriyle birlikte geleneksel arz mantığının fiyat dalgalanmalarını açıklamada yetersiz kalmaya başladığı görülüyor.
2. Likidite Odaklı Yeni Döngü
Fed politikalarının derin etkisi
2020 sonrası, küresel para sistemi “likiditenin egemen olduğu” bir aşamaya geçti. Fed’in faiz artırma, indirme ve bilanço küçültme operasyonları, kripto piyasalarına doğrudan likidite akışını etkiliyor.
2024-2025 yıllarında Fed üç kez faiz indirdi ve riskli varlıkları teşvik etti, ancak fon akışları Bitcoin’e eskisi kadar büyük giriş yapmadı. Bunun yerine, ETF’ler yeni “fon kapısı” haline geldi; sermaye kurumsal kanallar aracılığıyla dağılıyor.
Bu da şu anlama geliyor: Bitcoin artık sadece kendi döngüsünden değil, küresel makro likidite döngüsüne de entegre olmuş durumda. Analist Arthur Hayes’in dediği gibi: “Bitcoin’in bir sonraki boğa piyasası, artık ‘yarılanma’ değil, ‘dolar likiditesi’ tarafından belirleniyor.”
ETF fon akışları ana gösterge haline geldi
2024 başında ABD’nin ilk spot Bitcoin ETF’sini onaylamasıyla birlikte, Bitcoin’e olan fon akış yapısı köklü biçimde değişti.
Kurumsal pay %68’e yükseldi
Fon akış döngüsü, ABD hisse senedi piyasası likiditesiyle paralel hareket ediyor
ETF net giriş çıkış verileri, kısa vadeli fiyat sinyali sağlıyor
Örneğin, ETF’lerde 10 milyar doların üzerinde net çıkışlar yaşandığında, Bitcoin fiyatı genellikle düzeltme yaşar. Öte yandan, 2024 Mayıs ayındaki yüksek girişler sırasında BTC fiyatı üç hafta içinde %25 arttı.
Bu da gösteriyor ki, Bitcoin’in ana belirleyicisi artık “madencilik arzı” değil, “kurumsal likidite” olmuş durumda.
3. Zincir Üstü Göstergeler ve Yapısal Değişimler
Uzun vadeli sahiplerin SOPR göstergesi yükselişte
Uzun vadeli sahipler (LTH)’in SOPR (harcanan çıktı kar oranı) göstergesi, eski coinlerin kârda harcanma eğilimini yansıtır.
2025 verileri, SOPR’nin 1.1’in üzerinde istikrarlı olduğunu gösteriyor; bu da uzun vadeli yatırımcıların hâlâ tutmaya devam ettiğini, kar realizasyonunu ertelediğini gösteriyor.
Bu, piyasanın giderek kurumsallaştığını, volatilitenin azaldığını ve döngülerin zayıfladığını doğruluyor.
Madencilerin satış baskısı azaldı
Yarılanma sonrası madenci ödülleri azaldı, ancak ikincil piyasa finansman kanalları (örneğin, madenci tahvilleri, hesaplama gücü kiralama) sayesinde madencilerin spot satış baskısı önemli ölçüde düştü. Zincir üstü veriler, madencilerin tutan coin miktarının 3 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını gösteriyor; bu da madencilerin “likidite ihtiyacından” çok, uzun vadeli sermaye olarak tutmaya yöneldiğini gösteriyor.
4. Yatırım Mantığının Yeniden Yapılandırılması: “Döngü Düşüncesinden” “Likidite Düşüncesine”
Yatırım stratejisinde değişim
Eskiden, yatırımcılar “yarılanmadan önce pozisyon al, yarılanmadan sonra kar et” şeklinde mekanik bir döngü izleyebiliyordu. Ancak, günümüzde bu stratejinin etkinliği azalmaktadır. Daha uygun yaklaşım: küresel likidite döngüsünü referans almak, ETF akışlarını, risk iştahını ve türevlerin kaldıraç oranlarını dikkate alarak dinamik pozisyon ayarlamaktır.
Örneğin:
Dolar likiditesi genişlerken ve VIX endeksi düşerken, kripto piyasası genellikle birlikte yükselir;
ABD Hazine tahvili getirileri hızla artarken, BTC geçici düzeltmeler yaşayabilir;
BTC vadeli işlem fonlama oranları aşırı yüksekse, piyasa aşırı ısınmış olabilir.
Uzun vadeli değer ve anlatı değişiyor
Bitcoin’in uzun vadeli mantığı, “sayısal altın” olmaktan “küresel likidite koruma aracı”na dönüşüyor. Bu, değerinin sadece kıtlıkla değil, aynı zamanda makro risklerle olan ilişkisiyle de belirleneceği anlamına gelir. ABD ekonomisi yeniden enflasyonist bir döngüye girerken, Bitcoin likidite dışına çıkışın en büyük kazananı olabilir.
Önümüzdeki üç yıl içinde, Bitcoin artık doğrusal döngüler izlemek yerine, daha karmaşık likidite dalgalanma yapısına girebilir.
İyimser senaryo: küresel faizler düşer, ETF girişleri devam eder, BTC yeni zirveye çıkarak 180.000 dolara ulaşır.
Nötr senaryo: likidite dalgalanır, BTC 90.000-130.000 dolar arasında dalgalanır.
Kötümser senaryo: makro sıkılaştırma veya riskli olaylar kurumsal tasfiyeleri tetikler, BTC 70.000 dolar seviyesine geriler.
Uzun vadede, Bitcoin en likidite döngüsünde en dayanıklı risk varlığı olmaya devam edecektir. Ancak, eski dört yıllık anlatı artık geçerli değil; yeni likidite mantığı devreye girmiştir.
Bitcoin’in evrimi, merkeziyetsizlikten küresel varlıklaştırmaya doğru bir yolculuktur.
Piyasa, madencilerden kurumsallara kayarken, döngüler likidite tarafından yeniden şekilleniyor. Yatırımcıların, geçmişteki “mekanik ritim” düşüncesini bırakıp, makro sermaye akımlarını anlaması gerekiyor.
Belki de Bitcoin’in gerçek döngüsü, zaman değil, likiditenin gücüyle ölçülüyor. Yeni çağda, likiditenin akışını anlamak, belki de bir sonraki boğa piyasasının anahtarını tutuyor.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Bitcoin’in dört yıllık döngüsü sona mı erdi? Dört boyutta likidite çağının mantığının yeniden şekillenmesini analiz ediyor
2009 yılında ortaya çıkan Bitcoin (BTC) fiyat hareketleri uzun süre “dört yıllık yarılanma döngüsü” tarafından yönlendirilmiştir. Ancak, makro likiditenin piyasa ana değişkeni haline gelmesiyle bu eski mantık yeniden gözden geçirilmektedir. 2025 yılında Bitcoin, 120.000 doların üzerinde tarihi zirvesini aşarak dalgalı bir düzeltmeye girdiğinde, yatırımcılar şu soruyu sormaya başladı: Dört yıllık döngü artık geçerliliğini mi yitiriyor? Bu makalede, küresel likidite, ETF fon akışları, zincir üstü davranışlar ve piyasa yapısı olmak üzere dört boyutta, Bitcoin’in “likidite çağ”ına girişinin yeni mantığını ve bunun uzun vadeli yatırımcılar için anlamını inceleyeceğiz.
1. Yarılanma Döngüsünün Geleneksel Mantığı
Uzun süredir Bitcoin’in fiyat ritmi, yaklaşık dört yıllık yarılanma döngüsüne göre şekillenmiştir. Her 210.000 blokta bir, blok ödülü yarıya iner ve piyasa arzı yavaşlar; bu da arz-talep dengesizliği ve fiyat artışını tetikler.
Geçmişteki üç yarılanma (2012, 2016, 2020) bu kuralları doğrulamıştır:
Bu model, “kripto dünyasının doğal kanunu” olarak görülüyordu.
Ancak, 2025’e girerken ETF’ler, makro politikalar ve likidite değişimleriyle birlikte geleneksel arz mantığının fiyat dalgalanmalarını açıklamada yetersiz kalmaya başladığı görülüyor.
2. Likidite Odaklı Yeni Döngü
Fed politikalarının derin etkisi
2020 sonrası, küresel para sistemi “likiditenin egemen olduğu” bir aşamaya geçti. Fed’in faiz artırma, indirme ve bilanço küçültme operasyonları, kripto piyasalarına doğrudan likidite akışını etkiliyor.
2024-2025 yıllarında Fed üç kez faiz indirdi ve riskli varlıkları teşvik etti, ancak fon akışları Bitcoin’e eskisi kadar büyük giriş yapmadı. Bunun yerine, ETF’ler yeni “fon kapısı” haline geldi; sermaye kurumsal kanallar aracılığıyla dağılıyor.
Bu da şu anlama geliyor: Bitcoin artık sadece kendi döngüsünden değil, küresel makro likidite döngüsüne de entegre olmuş durumda. Analist Arthur Hayes’in dediği gibi: “Bitcoin’in bir sonraki boğa piyasası, artık ‘yarılanma’ değil, ‘dolar likiditesi’ tarafından belirleniyor.”
ETF fon akışları ana gösterge haline geldi
2024 başında ABD’nin ilk spot Bitcoin ETF’sini onaylamasıyla birlikte, Bitcoin’e olan fon akış yapısı köklü biçimde değişti.
Örneğin, ETF’lerde 10 milyar doların üzerinde net çıkışlar yaşandığında, Bitcoin fiyatı genellikle düzeltme yaşar. Öte yandan, 2024 Mayıs ayındaki yüksek girişler sırasında BTC fiyatı üç hafta içinde %25 arttı.
Bu da gösteriyor ki, Bitcoin’in ana belirleyicisi artık “madencilik arzı” değil, “kurumsal likidite” olmuş durumda.
3. Zincir Üstü Göstergeler ve Yapısal Değişimler
Uzun vadeli sahiplerin SOPR göstergesi yükselişte
Uzun vadeli sahipler (LTH)’in SOPR (harcanan çıktı kar oranı) göstergesi, eski coinlerin kârda harcanma eğilimini yansıtır.
2025 verileri, SOPR’nin 1.1’in üzerinde istikrarlı olduğunu gösteriyor; bu da uzun vadeli yatırımcıların hâlâ tutmaya devam ettiğini, kar realizasyonunu ertelediğini gösteriyor.
Bu, piyasanın giderek kurumsallaştığını, volatilitenin azaldığını ve döngülerin zayıfladığını doğruluyor.
Madencilerin satış baskısı azaldı
Yarılanma sonrası madenci ödülleri azaldı, ancak ikincil piyasa finansman kanalları (örneğin, madenci tahvilleri, hesaplama gücü kiralama) sayesinde madencilerin spot satış baskısı önemli ölçüde düştü. Zincir üstü veriler, madencilerin tutan coin miktarının 3 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını gösteriyor; bu da madencilerin “likidite ihtiyacından” çok, uzun vadeli sermaye olarak tutmaya yöneldiğini gösteriyor.
4. Yatırım Mantığının Yeniden Yapılandırılması: “Döngü Düşüncesinden” “Likidite Düşüncesine”
Yatırım stratejisinde değişim
Eskiden, yatırımcılar “yarılanmadan önce pozisyon al, yarılanmadan sonra kar et” şeklinde mekanik bir döngü izleyebiliyordu. Ancak, günümüzde bu stratejinin etkinliği azalmaktadır. Daha uygun yaklaşım: küresel likidite döngüsünü referans almak, ETF akışlarını, risk iştahını ve türevlerin kaldıraç oranlarını dikkate alarak dinamik pozisyon ayarlamaktır.
Örneğin:
Uzun vadeli değer ve anlatı değişiyor
Bitcoin’in uzun vadeli mantığı, “sayısal altın” olmaktan “küresel likidite koruma aracı”na dönüşüyor. Bu, değerinin sadece kıtlıkla değil, aynı zamanda makro risklerle olan ilişkisiyle de belirleneceği anlamına gelir. ABD ekonomisi yeniden enflasyonist bir döngüye girerken, Bitcoin likidite dışına çıkışın en büyük kazananı olabilir.
5. Bitcoin’in Geleceği: Yapısal Boğa mı, Likidite Hayali mi?
Önümüzdeki üç yıl içinde, Bitcoin artık doğrusal döngüler izlemek yerine, daha karmaşık likidite dalgalanma yapısına girebilir.
Uzun vadede, Bitcoin en likidite döngüsünde en dayanıklı risk varlığı olmaya devam edecektir. Ancak, eski dört yıllık anlatı artık geçerli değil; yeni likidite mantığı devreye girmiştir.
Sonuç: “Yarılanma Efsanesi”nden “Likidite Gerçeği”ne
Bitcoin’in evrimi, merkeziyetsizlikten küresel varlıklaştırmaya doğru bir yolculuktur.
Piyasa, madencilerden kurumsallara kayarken, döngüler likidite tarafından yeniden şekilleniyor. Yatırımcıların, geçmişteki “mekanik ritim” düşüncesini bırakıp, makro sermaye akımlarını anlaması gerekiyor.
Belki de Bitcoin’in gerçek döngüsü, zaman değil, likiditenin gücüyle ölçülüyor. Yeni çağda, likiditenin akışını anlamak, belki de bir sonraki boğa piyasasının anahtarını tutuyor.