CrossFi'nin 2025 Kripto Piyasa Araştırma Anketi, geniş bir uluslararası katılımcı tabanından kripto para kullanımı, benimsenme eğilimleri ve kullanıcı endişeleri hakkında bilgiler sunmaktadır. Araştırma, demografi, finansal davranışlar ve Web3 bankacılığa yönelik görüşler üzerinde yoğunlaşarak dijital finansal hizmetlerin geleceğini şekillendirecek önemli faktörleri vurguladı. Katılımcıların çoğunluğu—%80'i kadın olarak tanımlanırken %20'si erkek—Finlandiya, Rusya ve Hindistan'a aittir. Çoğunluk, aylık gelirlerini $1.000 ile $3.000 arasında belirtmiş ve çoğunluk 28 ile 43 yaşları arasındadır.
Rapora göre, katılımcıların başlıca gelir kaynağı kripto varlıklar veya yatırımlardır ve bu, uzun vadeli varlık değerlenmesine yönelik bir eğilimi işaret etmektedir. Katılımcıların çoğunluğu, haftada bir ila iki kez kripto paralar kullandıklarını belirtti, bu da düzenli finansal işlere yavaş bir şekilde adapte olunduğunu göstermektedir. Müşterilerin dünya çapında en büyük engel olarak değerlendirdiği yüksek işlem maliyetleri, daha geniş bir kabulün önemli bir engeli olmaya devam etmektedir.
Güvenlik ve güvenirlik, Web3 bankacılık hizmetleri söz konusu olduğunda en çok aranan özelliklerdir, ankete göre. Ancak, tüketicilerin çoğunluğu, mevcut Web3 bankacılık deneyimlerinden yalnızca "biraz memnun" olduklarını belirtti. Engellenmiş hesaplar ve KYC süreçleriyle ilgili zorluklar belirgin sorunlar olurken, katılımcılar merkezsizleştirmenin başlıca faydalarından birinin artırılmış güvenlik olduğunu belirtti.
Kullanıcılar, kripto paraları günlük hayatlarına daha fazla entegre etme yöntemleri istediklerini açıkça ortaya koydular. Genel kanaat, 2025 yılına gelindiğinde kripto paraların geleneksel fiat paralar kadar kolayca kullanılacağı yönünde. Bu arada, katılımcıların en büyük endişelerinin güvenlik ve Siber güvenlik olduğu tespit edildi, bu da hızla değişen dijital finansal ortamda daha güçlü güvenlik önlemlerine ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.
The content is for reference only, not a solicitation or offer. No investment, tax, or legal advice provided. See Disclaimer for more risks disclosure.
CrossFi Anketi, 2025 için Kripto Benimseme Eğilimlerini ve Temel Kullanıcı Endişelerini Ortaya Koyuyor
CrossFi'nin 2025 Kripto Piyasa Araştırma Anketi, geniş bir uluslararası katılımcı tabanından kripto para kullanımı, benimsenme eğilimleri ve kullanıcı endişeleri hakkında bilgiler sunmaktadır. Araştırma, demografi, finansal davranışlar ve Web3 bankacılığa yönelik görüşler üzerinde yoğunlaşarak dijital finansal hizmetlerin geleceğini şekillendirecek önemli faktörleri vurguladı. Katılımcıların çoğunluğu—%80'i kadın olarak tanımlanırken %20'si erkek—Finlandiya, Rusya ve Hindistan'a aittir. Çoğunluk, aylık gelirlerini $1.000 ile $3.000 arasında belirtmiş ve çoğunluk 28 ile 43 yaşları arasındadır.
Rapora göre, katılımcıların başlıca gelir kaynağı kripto varlıklar veya yatırımlardır ve bu, uzun vadeli varlık değerlenmesine yönelik bir eğilimi işaret etmektedir. Katılımcıların çoğunluğu, haftada bir ila iki kez kripto paralar kullandıklarını belirtti, bu da düzenli finansal işlere yavaş bir şekilde adapte olunduğunu göstermektedir. Müşterilerin dünya çapında en büyük engel olarak değerlendirdiği yüksek işlem maliyetleri, daha geniş bir kabulün önemli bir engeli olmaya devam etmektedir.
Güvenlik ve güvenirlik, Web3 bankacılık hizmetleri söz konusu olduğunda en çok aranan özelliklerdir, ankete göre. Ancak, tüketicilerin çoğunluğu, mevcut Web3 bankacılık deneyimlerinden yalnızca "biraz memnun" olduklarını belirtti. Engellenmiş hesaplar ve KYC süreçleriyle ilgili zorluklar belirgin sorunlar olurken, katılımcılar merkezsizleştirmenin başlıca faydalarından birinin artırılmış güvenlik olduğunu belirtti.
Kullanıcılar, kripto paraları günlük hayatlarına daha fazla entegre etme yöntemleri istediklerini açıkça ortaya koydular. Genel kanaat, 2025 yılına gelindiğinde kripto paraların geleneksel fiat paralar kadar kolayca kullanılacağı yönünde. Bu arada, katılımcıların en büyük endişelerinin güvenlik ve Siber güvenlik olduğu tespit edildi, bu da hızla değişen dijital finansal ortamda daha güçlü güvenlik önlemlerine ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.