Federal Rezerv (FED) 30 Ekim'de yayımlanan FOMC açıklaması, faiz oranı kararları konusunda içlerinde belirgin bir ayrılık olduğunu gösteriyor. Yönetim kurulu üyesi Milan, mevcut faiz kararıyla ilgili olarak karşı olduğunu belirterek, daha agresif önlemler alınmasını savunuyor ve faiz oranının 50 baz puan düşürülmesini öneriyor. Buna karşın, yönetim kurulu üyesi Schmidt, mevcut faiz oranı seviyesinin korunması gerektiğini ve herhangi bir indirim formuna karşı çıktığını savunuyor.
Bu ayrışma, mevcut ABD ekonomik durumunun karmaşıklığını yansıtıyor. Bu yıl içinde, enflasyon oranı artsa ve yüksek seviyelerde kalmaya devam etse de, ekonomik veriler aynı zamanda genel ekonominin ılımlı bir hızla sürekli genişlediğini gösteriyor.
Dikkate değer ki, Federal Rezerv (FED) yeni politika yönünü açıkladı. 1 Aralık'ta bilanço daraltma işlemini sona erdirdikten sonra, ipotek destekli menkul kıymetlerin geri ödeme anaparasını kısa vadeli Hazine tahvillerine yeniden yatırmayı planlıyor. Bu adım, finansal piyasalar üzerinde derin etkiler yaratabilir.
Federal Rezerv (FED) içindeki bu görüş ayrılıkları ve uygulanacak olan politika ayarlamaları, şüphesiz piyasaların yüksek dikkatini çekecektir. Yatırımcılar ve analistler, bu değişikliklerin ekonomik büyüme, enflasyon seviyeleri ve çeşitli varlık fiyatları üzerindeki etkilerini yakından takip edeceklerdir. Gelecekte Federal Rezerv (FED) politikalarının yönü, küresel finansal piyasaları etkileyen ana faktörlerden biri olmaya devam edecektir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Federal Rezerv (FED) 30 Ekim'de yayımlanan FOMC açıklaması, faiz oranı kararları konusunda içlerinde belirgin bir ayrılık olduğunu gösteriyor. Yönetim kurulu üyesi Milan, mevcut faiz kararıyla ilgili olarak karşı olduğunu belirterek, daha agresif önlemler alınmasını savunuyor ve faiz oranının 50 baz puan düşürülmesini öneriyor. Buna karşın, yönetim kurulu üyesi Schmidt, mevcut faiz oranı seviyesinin korunması gerektiğini ve herhangi bir indirim formuna karşı çıktığını savunuyor.
Bu ayrışma, mevcut ABD ekonomik durumunun karmaşıklığını yansıtıyor. Bu yıl içinde, enflasyon oranı artsa ve yüksek seviyelerde kalmaya devam etse de, ekonomik veriler aynı zamanda genel ekonominin ılımlı bir hızla sürekli genişlediğini gösteriyor.
Dikkate değer ki, Federal Rezerv (FED) yeni politika yönünü açıkladı. 1 Aralık'ta bilanço daraltma işlemini sona erdirdikten sonra, ipotek destekli menkul kıymetlerin geri ödeme anaparasını kısa vadeli Hazine tahvillerine yeniden yatırmayı planlıyor. Bu adım, finansal piyasalar üzerinde derin etkiler yaratabilir.
Federal Rezerv (FED) içindeki bu görüş ayrılıkları ve uygulanacak olan politika ayarlamaları, şüphesiz piyasaların yüksek dikkatini çekecektir. Yatırımcılar ve analistler, bu değişikliklerin ekonomik büyüme, enflasyon seviyeleri ve çeşitli varlık fiyatları üzerindeki etkilerini yakından takip edeceklerdir. Gelecekte Federal Rezerv (FED) politikalarının yönü, küresel finansal piyasaları etkileyen ana faktörlerden biri olmaya devam edecektir.