Şu anda nerede bulunuyorum? Gerçeği mi arıyorum yoksa dijital dünyada mı kayboldum?

Ah, bu GPS konum hizmeti gerçekten de hem sevilesi hem de nefret edilesi! Az önce konumumu doğrulamak istedim, telefonumu açtım ve konum fonksiyonunun bir sürü izin açmamı istemesiyle karşılaştım. Bu uygulamalar neden hep nerede olduğumu bilmek istiyor? Beni mi izlemek istiyorlar? Her seferinde konum verilerimin tanımadığım reklamcılara satılmasından endişe etmek zorundayım, bu dünya gerçekten deli.

Ama kabul etmeliyim ki, kaybolduğumda bu özellik gerçekten hayatımı kurtardı. Geçen hafta dağa tırmanmaya gittim ve neredeyse kayboluyordum, neyse ki telefonumda biraz batarya vardı, mavi nokta hemen doğru yolu bulmamda bana rehberlik etti. Ama bu mavi nokta ne kadar doğru? Bazen beni yan sokakta gösteriyor, bu da beni gereksiz yere yürüme zahmetine sokuyor.

Eğer konumunuzu öğrenmek istiyorsanız, gerçekten çok basit:

1. Konum servislerinizi açın
2. Tarayıcı veya uygulamanın konumunuza erişmesine izin verin.
3. Haritada o mavi noktayı gördün mü? İşte orası sen.

Ama açıkçası, bu dijital çağda gerçekten sürekli olarak konumlandırılmaya mı ihtiyacımız var? Birçok insanın bu hizmetlere bağımlı hale geldiğini fark ettim, hatta tanıdık bir süpermarkete gitmek için bile navigasyonu açmaları gerekiyor. Yön duygumuzu bu programlara mı devretmiş durumdayız?

Bazen konum hizmetlerini kapatıp, hedefimi bulmak için kendi hislerime güvenmeye çalışırım. Ara sıra kaybolsam da, kendim keşfetmenin o hissi daha gerçekçi geliyor.

En garip olanı, her an kesin koordinatlara konumlandırılabilirken, yaşamımızdaki yerimizi giderek daha fazla kaybetmemizdir. Belki de gerçekten önemli olan yer, enlem ve boylam değil, kalbimizin nerede olduğudur.