Son günlerde, Beyaz Saray yetkilisi Patrick Witte bir açıklama yaptı ve "Kripto Piyasası Yapı Yasası"nın 2025 yılında kabul edilmesinin beklendiğini söyledi. Bu yasa, dijital varlıkların sınıflandırılması ve düzenleme çerçevesini netleştirmeyi amaçlıyor ve ABD'deki kripto para düzenlemesinde önemli bir değişimin eşiğinde olduğunun işaretini veriyor.

Bu tasarının potansiyel etkileri derin ve kripto varlıklar pazarını birçok açıdan yeniden şekillendirebilir:

Öncelikle, uzun süredir sektörü rahatsız eden politika belirsizliğini ortadan kaldırması bekleniyor. Açık düzenleyici kurallar, piyasa katılımcılarına net bir rehberlik sağlayacak ve geleneksel sermayenin bu alana girişine dair endişeleri gidermeye yardımcı olacaktır.

İkincisi, yasa tasarısı kurumsal yatırımcıların kripto piyasasına katılımını kolaylaştırabilir. Bankalar, varlık yönetim şirketleri ve emeklilik fonları gibi geleneksel finansal kurumlar, uyumlu bir temel üzerinde dijital varlıklara adım atabilecek, bu da büyük ölçekli bir fon akışını tetikleyebilir.

Ayrıca, tasarının, emtia ve menkul kıymet tokenlerini net bir şekilde ayırması ve bunların sırasıyla Emtia Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu (CFTC) ve Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) tarafından denetlenmesini öngörmesi bekleniyor. Bu sınıflandırma, Bitcoin ve Ethereum gibi ana akım kripto varlıklar için daha net bir yasal statü sağlayabilir ve muhtemelen daha temkinli yatırımcıları çekebilir.

Kripto Varlıklar borsaları için net uyum gereklilikleri, işletmelerinin güvenliğini ve istikrarını artırmaya yardımcı olacak ve kullanıcı dijital varlıklarını daha güçlü bir şekilde koruyacaktır.

Son olarak, net bir düzenleyici ortam, özellikle fiziksel varlıkların tokenleştirilmesi ve merkeziyetsiz finans gibi alanlarda blockchain alanındaki yenilikleri teşvik edebilir ve yeni istihdam fırsatları yaratabilir.

Genel olarak, bu yasasının geçişi Kripto Varlıklar sektörünün yeni bir gelişim aşamasına girdiğini gösterebilir. Bu, piyasaya daha istikrarlı bir hukuki temel sağlamakla kalmaz, aynı zamanda gelecekteki sektör büyümesi ve küresel benimseme için de bir temel oluşturabilir. Bununla birlikte, düzenleyici ortamın değişiminin yeni zorluklar ve fırsatlar getirebileceğini de kabul etmeliyiz; piyasa katılımcıları bu değişikliklere dikkat etmeli ve uyum sağlamalıdır.