Son günlerde, finans dünyasında geniş bir ilgi uyandıran önemli bir haber ortaya çıktı: Reuters'a göre, dünya çapında tanınan borsa olan Nasdaq, menkul kıymet tokenizasyonu ticaret platformunun inşasını hızlandırıyor ve 2025 yılının sonuna kadar bazı pilot projelere başlamayı planlıyor. Bu adım, geleneksel finans piyasalarının gözlemci tutumdan gerçek eyleme geçiş yaptığını kesinlikle gösteriyor ve tokenize varlıkların (RWA) ana akıma geçiş süreci hızlanıyor.
Bu gelişme, kripto para endüstrisi için yapısal bir dönüm noktası olabilir. Geleneksel menkul kıymet ticareti, merkezi temizleme ve uzlaştırma kurumlarına bağımlı kalmış, süreç karmaşık ve verimsiz olmuştur. Ancak blockchain teknolojisiyle gerçekleştirilen menkul kıymet tokenizasyonu, gerçek zamanlı uzlaşma, şeffaf defter ve küresel dolaşım gibi avantajlar sunma umudunu taşımaktadır.
Ancak, bu dönüşüm zorluklarla da karşı karşıyadır. Mevcut çoğu kamu blockchain'i, milyonlarca yüksek frekanslı işlemi desteklemekte zorlanmakta ve aynı zamanda finansal kuruluşların düşük gecikme ve yüksek güvenlik konusundaki sıkı gereksinimlerini karşılamakta zorluk çekmektedir. Bu bağlamda, bazı yeni blockchain projeleri benzersiz teknik avantajları sayesinde öne çıkabilir.
Örneğin, bazı yeni nesil blok zinciri ağlarının test verileri, toplam işlem hacminin 10 milyonun üzerinde olduğunu, en yüksek saniye başına işlem hacminin (TPS) 1 milyonu aştığını ve işlem onay süresinin 1 saniyeden az olduğunu göstermektedir. Daha da önemlisi, bu ağlar genellikle Google Cloud gibi büyük teknoloji şirketlerinin de bulunduğu onlarca doğrulama düğümünden oluşmaktadır. Bu mimari, hem verimlilik hem de merkeziyetsizlik arasında bir denge kurmanın yanı sıra, gelecekte ortaya çıkabilecek uyum ve kurumsal ihtiyaçlar için bir temel oluşturur.
Buna karşın, Ethereum ana ağı saniyede sadece on birkaç işlem gerçekleştirebiliyor, hatta ana akım ikinci katman ağ çözümlerinin performansı bile bu yeni ağlarla karşılaştırılamaz. Bu büyük performans farkı, gelecekteki finansal teknoloji rekabetinde kritik bir rol oynayabilir.
Geleneksel finans kurumlarının yavaş yavaş blockchain alanına girmesiyle, tamamen yeni bir finansal ekosistemin yavaş yavaş oluştuğunu görebiliriz. Bu ekosistemde, yüksek performanslı, düşük gecikmeli, güvenilir blockchain ağları giderek daha önemli bir rol oynayacak. Aynı zamanda, bu durum yatırımcılara ve yenilikçilere, finans dünyasını yeniden şekillendiren bu teknolojik devrime katılma fırsatları sunuyor.
Şüphesiz, Nasdaq'ın bu hamlesi, TradFi ile blockchain teknolojisinin birleşiminde önemli bir kilometre taşı olacak. Bu, ana akım finansal kurumların blockchain teknolojisini tanıdığını gösterdiği gibi, gelecekte finans piyasalarında olası derin değişimlerin de habercisi. Bu sürecin ilerlemesiyle birlikte, daha fazla yenilikçi finansal ürün ve hizmetin doğmasını beklemek için nedenlerimiz var ve bu, küresel yatırımcılara daha fazla kolaylık ve fırsat sunacak.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
8 Likes
Reward
8
5
Repost
Share
Comment
0/400
DefiSecurityGuard
· 09-13 03:28
*iç çeker* merkezi doğrulayıcı düğümleri = tek bir hata noktası. klasik honeypot kurulumu tbh...
View OriginalReply0
Degentleman
· 09-12 17:51
kripto dünyası boğa koşusu稳了兄弟们!
View OriginalReply0
StableGeniusDegen
· 09-12 17:50
inanılmaz! TradFi finalmente anladı.
View OriginalReply0
GasBankrupter
· 09-12 17:40
Gözden kaçırdım, eth2.0 gerçekten boğa.
View OriginalReply0
shadowy_supercoder
· 09-12 17:36
tps yüksek olsa ne olur? Gerçek merkeziyetsizlik asıl yol.
Son günlerde, finans dünyasında geniş bir ilgi uyandıran önemli bir haber ortaya çıktı: Reuters'a göre, dünya çapında tanınan borsa olan Nasdaq, menkul kıymet tokenizasyonu ticaret platformunun inşasını hızlandırıyor ve 2025 yılının sonuna kadar bazı pilot projelere başlamayı planlıyor. Bu adım, geleneksel finans piyasalarının gözlemci tutumdan gerçek eyleme geçiş yaptığını kesinlikle gösteriyor ve tokenize varlıkların (RWA) ana akıma geçiş süreci hızlanıyor.
Bu gelişme, kripto para endüstrisi için yapısal bir dönüm noktası olabilir. Geleneksel menkul kıymet ticareti, merkezi temizleme ve uzlaştırma kurumlarına bağımlı kalmış, süreç karmaşık ve verimsiz olmuştur. Ancak blockchain teknolojisiyle gerçekleştirilen menkul kıymet tokenizasyonu, gerçek zamanlı uzlaşma, şeffaf defter ve küresel dolaşım gibi avantajlar sunma umudunu taşımaktadır.
Ancak, bu dönüşüm zorluklarla da karşı karşıyadır. Mevcut çoğu kamu blockchain'i, milyonlarca yüksek frekanslı işlemi desteklemekte zorlanmakta ve aynı zamanda finansal kuruluşların düşük gecikme ve yüksek güvenlik konusundaki sıkı gereksinimlerini karşılamakta zorluk çekmektedir. Bu bağlamda, bazı yeni blockchain projeleri benzersiz teknik avantajları sayesinde öne çıkabilir.
Örneğin, bazı yeni nesil blok zinciri ağlarının test verileri, toplam işlem hacminin 10 milyonun üzerinde olduğunu, en yüksek saniye başına işlem hacminin (TPS) 1 milyonu aştığını ve işlem onay süresinin 1 saniyeden az olduğunu göstermektedir. Daha da önemlisi, bu ağlar genellikle Google Cloud gibi büyük teknoloji şirketlerinin de bulunduğu onlarca doğrulama düğümünden oluşmaktadır. Bu mimari, hem verimlilik hem de merkeziyetsizlik arasında bir denge kurmanın yanı sıra, gelecekte ortaya çıkabilecek uyum ve kurumsal ihtiyaçlar için bir temel oluşturur.
Buna karşın, Ethereum ana ağı saniyede sadece on birkaç işlem gerçekleştirebiliyor, hatta ana akım ikinci katman ağ çözümlerinin performansı bile bu yeni ağlarla karşılaştırılamaz. Bu büyük performans farkı, gelecekteki finansal teknoloji rekabetinde kritik bir rol oynayabilir.
Geleneksel finans kurumlarının yavaş yavaş blockchain alanına girmesiyle, tamamen yeni bir finansal ekosistemin yavaş yavaş oluştuğunu görebiliriz. Bu ekosistemde, yüksek performanslı, düşük gecikmeli, güvenilir blockchain ağları giderek daha önemli bir rol oynayacak. Aynı zamanda, bu durum yatırımcılara ve yenilikçilere, finans dünyasını yeniden şekillendiren bu teknolojik devrime katılma fırsatları sunuyor.
Şüphesiz, Nasdaq'ın bu hamlesi, TradFi ile blockchain teknolojisinin birleşiminde önemli bir kilometre taşı olacak. Bu, ana akım finansal kurumların blockchain teknolojisini tanıdığını gösterdiği gibi, gelecekte finans piyasalarında olası derin değişimlerin de habercisi. Bu sürecin ilerlemesiyle birlikte, daha fazla yenilikçi finansal ürün ve hizmetin doğmasını beklemek için nedenlerimiz var ve bu, küresel yatırımcılara daha fazla kolaylık ve fırsat sunacak.