Blok Zinciri sektöründeki değer yanılsaması: Saf kâr amacı gütmenin ötesine geçmek, teknoloji ve yeniliğe geri dönmek

Genç neslin bilgeliği ve ilerlemesi, ülkenin refah ve kalkınmasının temelini oluşturmaktadır. Bu görüş, bir asır önce Liang Qichao'nun öngörüsünden doğmuştur; o, "Genç Çin" adlı eserinde gençlerin ülkenin geleceğindeki kritik rolünü açıklamıştır. Gençlerin dünyayı nasıl gördüğü, nasıl davrandığı ve doğru ile yanlışı nasıl ayırt ettiği, doğrudan ülkenin geleceği ve kaderini etkilemektedir.

Ancak, günümüzün hızla gelişen toplumunda, görünüşe göre ruhsal boyutları göz ardı etmişiz. Ekonomik büyümenin hızlı artışı her yerde fırsatlar yarattı, insanlar para kazanma peşinde koşarken, kazanç elde etmeyi birincil hedef olarak görerek derin düşünmenin önemini göz ardı ediyorlar. Eşyaların değerini ölçme standartları basit bir şekilde "para kazanıp kazanmadığı" veya "kar elde edip edemediği" haline geldi. Toplum, insanları zenginlikleriyle sınıflandırma eğiliminde ve ruhsal zenginlik ise zamanla uyumsuz, gerçek dışı bir şey olarak değerlendiriliyor.

Bu atmosferde, özellikle dijital para alanında, blockchain endüstrisi bu eğilimi en uç noktaya taşıdı. "Kripto dünyasında bir gün, dünyada bir yıl" söylemi, bu alanın hızlı temposunu ve yüksek baskısını canlı bir şekilde tanımlıyor. Burada, "para kazanıp kazanamamak" her şeyin tek ölçütü haline geliyor. Çok sayıda kişi mevcut işlerini bırakıp tamamen dijital para ticareti veya blockchain ile ilgili işlere yöneliyor. Bu fenomenin kökeni, dijital para piyasasının şaşırtıcı yükselişinde yatıyor; birkaç yüz kat, hatta birkaç bin kat getiri sağlayan fırsatlar birçok yatırımcıyı cezbetti. Ancak, bu tür aceleci bir zihin yapısının gençlerin değer yargıları ve metodolojileri üzerinde ne tür bir etki yaratacağı çok önemli. Özellikle bazı sözde "büyüklerin" nasıl hızlı zengin olacağına veya nasıl "hasat yapılacağına" dair yöntemler öğretmesi, gençleri daha da yanlış yönlendirmeye neden olabiliyor.

Dikkate değer olan, bazı bireysel IP'lerin ve toplulukların kurulmasının, esasen yeni yatırımcıları yetiştirmek veya eski yatırımcıların çıkarlarını tekrar tekrar kesmekte olduğu. Bu fenomen, "Sürülerin Psikolojisi" adlı eserde tanımlanan toplulukların bilinçsiz karar alma durumuna çok benziyor. Böyle bir ortamda, grup genellikle az sayıda "görüş lideri"nin sesini körü körüne takip eder ve bu da irrasyonel yatırım davranışlarına yol açar.

Bu nedenle, düşünmemiz gereken şey şudur: Yaptığımız şeyler topluma ve sektöre gerçekten bir değer ve ilerleme getirdi mi? Gençleri değer yaratmaya yönlendirmeliyiz, sadece para kazanmayı tek hedef olarak görmemeliyiz. Herhangi bir blockchain projesi ile karşılaştığımızda, ilk sormamız gereken şey şudur: Bu proje ne tür bir gerçek değer sunuyor? Sadece spekülasyon sıcaklığına odaklanmak yerine.

Gelişimimiz zaten oldukça hızlı oldu, şimdi yapmamız gereken adımlarımızı yavaşlatmak, teknik zorlukların üstesinden gelmeye odaklanmak ve açık kaynaklı halka açık blok zinciri alanında lider konumda olmak için çabalamaktır. Gerçekten değerli bir ekosistem yaratmaya kendimizi adamalıyız, blok zinciri teknolojisinin gerçek ekonomi için güçlendirilmesini sağlamalıyız, sadece kaynak tüketmek yerine. En önemlisi, genç neslin doğru değer yargılarını geliştirmesine yardımcı olmalıyız, bu blok zinciri sektörünün ve ülkenin gelişimi için umudun kaynağıdır.

Herkesin kendi uzmanlık alanları ve uygun olduğu alanlar vardır. Herkes öğretmen, kişisel marka oluşturucu, topluluk yöneticisi, dijital para ticareti veya yatırımı yapan, makale yazarı olamaz. Kendi yerinizi doğru belirleyip, sağlam çalışarak nihayetinde başarıyı elde edebilirsiniz.